Ben YouTube'a giriyorum, siz de girin!
İran'ı, Çin'i, Kore'yi internet yasakları nedeniyle eleştirirken, bugün aynı şeyleri Türkiye için yazıyor olmanın acısı!
Bu yazıyı okuyanlara peşin peşin bir not: Bu yazı, kesinlikle siyasi bir yazı değildir; o amaçla yazılmamıştır. Anlatılmak istenen, ülkemiz internetinin geldiği durumdur. Yıllar önce CHIP Online'da çalışmaya başladığında "Çin interneti, Kore interneti, İran interneti" haberleri ile internet özgürlüğüne balta vuranları eleştirirken, bugün aynı haberleri Türkiye için yapmak zorunda olan birinin, durum karşısında duyduğu üzüntüyü anlatmayı amaçlamaktadır...
Twitter'a erişimin yasaklanması ile zaten büyük darbe yiyen internetimiz, aslında hiç de yabancı olmadığı bir yasakla daha karşı karşıya: YouTube bir kez daha yasaklılar listesinin tepesinde...
Geçtiğimiz yıllarda zaten uzun süre yasaklı kalan YouTube, aynı kaderi tekrar yaşıyor. Tabi onunla birlikte biz de... Siz belki dizi izliyordunuz, belki müzik dinliyordunuz, belki de interneti saran kedi videolarına bakıp gülüyordunuz YouTube aracılığıyla. Belki Twitter'da arkadaşlarınızla futbol konuşuyordunuz, belki de hastanız için acil kan duyuruları yapıyordunuz. Ama şu an, Twitter ve YouTube'la birlikte cezalandırılan aynı zamanda sizsiniz. Bu haklarınız elinizden alınmış durumda.
Daha önceki yasaklarda da söyledik, şimdi de söylüyoruz: Yayınlanan bir ya da birkaç video suçtur ya da değildir; Twitter'da yayın yapan bir ya da birkaç hesap sakıncalıdır ya da değildir... Bunu yargılamak bizim işimiz değil, kanunların işi. Ama yetkililere hatırlatılması gereken, hem de hiç durmadan hatırlatılması gereken bir şey var: Birkaç video ya da Twitter hesabı için tüm Türkiye'nin YouTube ve Twitter kullanma hakkını elinden alıyorsunuz bu uygulamanızla. Üstelik bunun yerine, sadece suç olduğu kanunlar tarafından kabul edilmiş içerikleri kaldırma imkanınız varken. Birkaç yıl önce YouTube yasaklandığında, devlet büyüklerimiz "ben YouTube'a giriyorum, siz de girin" dememiş miydi bizlere? Ve bu sözlerle, YouTube yasağını aslında kendileri de eleştirmemiş miydi? Peki şimdi yaşananları, daha önce yaşadıklarımızı da hatırladığımızda, nasıl değerlendirmeliyiz?
İşin özeti aslında şu: İnternet ve internet siteleri, herhangi birinin hoşuna gitmeyen şeyleri gördüğünde musluk gibi kapatıp açabileceği şeyler değil; daha doğrusu olmamalı. Umarım bir gün bunu anlarız...
Twitter'a erişimin yasaklanması ile zaten büyük darbe yiyen internetimiz, aslında hiç de yabancı olmadığı bir yasakla daha karşı karşıya: YouTube bir kez daha yasaklılar listesinin tepesinde...
Geçtiğimiz yıllarda zaten uzun süre yasaklı kalan YouTube, aynı kaderi tekrar yaşıyor. Tabi onunla birlikte biz de... Siz belki dizi izliyordunuz, belki müzik dinliyordunuz, belki de interneti saran kedi videolarına bakıp gülüyordunuz YouTube aracılığıyla. Belki Twitter'da arkadaşlarınızla futbol konuşuyordunuz, belki de hastanız için acil kan duyuruları yapıyordunuz. Ama şu an, Twitter ve YouTube'la birlikte cezalandırılan aynı zamanda sizsiniz. Bu haklarınız elinizden alınmış durumda.
Daha önceki yasaklarda da söyledik, şimdi de söylüyoruz: Yayınlanan bir ya da birkaç video suçtur ya da değildir; Twitter'da yayın yapan bir ya da birkaç hesap sakıncalıdır ya da değildir... Bunu yargılamak bizim işimiz değil, kanunların işi. Ama yetkililere hatırlatılması gereken, hem de hiç durmadan hatırlatılması gereken bir şey var: Birkaç video ya da Twitter hesabı için tüm Türkiye'nin YouTube ve Twitter kullanma hakkını elinden alıyorsunuz bu uygulamanızla. Üstelik bunun yerine, sadece suç olduğu kanunlar tarafından kabul edilmiş içerikleri kaldırma imkanınız varken. Birkaç yıl önce YouTube yasaklandığında, devlet büyüklerimiz "ben YouTube'a giriyorum, siz de girin" dememiş miydi bizlere? Ve bu sözlerle, YouTube yasağını aslında kendileri de eleştirmemiş miydi? Peki şimdi yaşananları, daha önce yaşadıklarımızı da hatırladığımızda, nasıl değerlendirmeliyiz?
İşin özeti aslında şu: İnternet ve internet siteleri, herhangi birinin hoşuna gitmeyen şeyleri gördüğünde musluk gibi kapatıp açabileceği şeyler değil; daha doğrusu olmamalı. Umarım bir gün bunu anlarız...
Hiç yorum yok: